Merhaba SEG Ailem;
Ben Osman Kürşad ÇANGIR. Pamukkale Üniversitesinde Dört yıllık merak ve öğrenme dolu bir lisans eğitimi sonrasında 2020’de Kütahya’nın küçük bir ilçesi olan Dumlupınar’da MEB’e bağlı bir ortaokula atandım. Öğretmenlikle ilgili öğrenme yolculuğumda bir beden eğitimi öğretmen olarak özellikle arka planda kalmış öğrencileri derse ve dersteki o güzel sosyal ortama katabilmek, işbirliği, saygı, iletişim, empati gibi değerleri kazandırabilmek, öğrencilerimin kalplerine sevgi tohumları ekerek sevgiyi yaymak en önemli hedeflerim oldu. Fakat öğretmenliğime başlar başlamaz Koronavirüs Salgını ile karşı karşıya kaldım. Lisans ve mezun olduktan sonra başladığım Yüksek Lisans sürecimde keşfettiğim, öğrencilerimle paylaşmak ve uygulamak için sabırsızlandığım Spor Eğitim Modelini Uzaktan Eğitim olsa dahi uygulamaya karar verdim.
Ne Yaptım? Uzaktan Eğitimde Spor Eğitim Modeli Deneyimi
Dersler başladığında sabırsız, heyecanlı ve çok mutluydum. Öğrencilerimle tanıştıktan sonra yavaş yavaş Spor Eğitim Modeli’ni uzaktan eğitimde uygulayacağımızdan bahsetmeye başladım. Sözlü geri dönüşler ve hazırladığım “Google Forms” ile onların görüşlerini aldım. Farklı ve ilginç gelen bu uygulama için heyecanlandıklarını, sabırsızlandıklarını ve çok keyifli olacağını ifade ettiler.
İlk dönem:
Evdeki imkanlarla sürdürebileceğimizi düşündüğüm Bowling branşını seçtik. Uzaktan eğitimde derslerimizi “Zoom” platformu üzerinden yapıyorduk. Burada toplandık ve evdeki su şişelerimizle ve çoraptan yaptığımız toplarla bu hafta atış denemelerimizi yaptık ve atış skorlarına göre ben eşit takımlar oluşturup bunu öğrencilerime duyurdum. Diğer haftaya geçtiğimizde takımlardaki üyelerin takım rollerini (antrenör, hakem, basın) seçmesini ve sonrasında herkesin kâğıda takım ismi, sloganı ve logosu çizmesini, birisini poster olarak seçmelerini istedim. Daha sonraki 5-6 hafta boyunca turnuvaya hazırlık için takımlara “Powerpoint” ile hazırladığım antrenman planlarını yansıtarak önce ben sonra da sırayla antrenörler antrenman yaptırdı. Turnuvada takımlar belirlediğimiz mesafeden belirlediğimiz sürede karşıdaki şişelere bowling atışı yaptı. Hakemler süreyi tuttu, skorları bana söyledi ve ben not aldım. Antrenman ve turnuva sürecinde öğrencilerim bir odanın içerisinde koşturdular, çoraptan topla atış yaptılar, zafer çığlıkları attılar, arkadaşları için tezahürat yaptılar. Veliler çocuklarının evde hoplayarak koştuklarını, çok eğlendiklerini benimle paylaştı. Turnuva sonucunda “Word” ile hazırladığım ödülleri “Whatsapp” gruplarında paylaştım ve öğrencilerimin çoğu tek tek teşekkür etti. Bu beni duygulandırdı, gururlandırdı ve çok mutlu oldum.
İkinci Dönem:
İlk dönemin sonunda “Google Forms” üzerinden öğrencilerimden 2. dönem modelde “Nelerin değişmesini istersiniz? Bana neler önerirsiniz?” gibi sorular ile görüşlerini aldım ve buna göre uyarlama yaptım. Bu verilere göre 2. dönem Dart branşına karar verildi. Yarıyıl tatilinde antrenörün takımını çalıştırması için etkileşime girebilmesi, basın görevlisinin görevini yerine getirebilmesi gibi zorlukları ortadan kaldırmak için çözümler düşündüm. Öğrencilerin ortak düzenlemeler yapabildiği ve takımca etkileşime girebildiği “Zoom Odaları” ve “Google Slaytlar” uygulamasını buldum. Bu noktada çoğu öğretmenin birçok teknolojik aracı kullanmaya çalıştığını gördüm. Fakat ben sürekli erişimi kolay, bir araçta çoğu işlevi yerine getirebileceğim aracı ve farklı araçları kullanarak 2. döneme takımları karıştırarak başladık. Herkes farklı takımlarda farklı arkadaşlarıyla takım olmaya çalışacaktı. Çoğu öğrenci rolünü bu dönem de devam ettirdi. 2. haftada takımlar takım posterini benim oluşturduğum taslağını “Google Slaytlar” üzerinde doldurarak ve “Zoom” programında ayırdığım odada takım ismi, sloganı ve logosu bularak oluşturdular. Burada öğrenciler etkileşim arttığı için çok etkilendi ve takım içi iletişim arttı. Diğer hafta dart tahtamızı yapmaya çalıştık. Bulduğumuz kartonlara veya köpük kartonlara videodaki gibi çizimimizi ve boyamamızı yaparak tahtayı oluşturduk. Bu noktada bazı öğrencilerim malzeme bulmakta zorlandı fakat çoğu başardı. Kendi malzemelerini kendileri üretmeleri hoşlarına gitti. Hatta dart tahtalarını “Whatsapp” ile benimle paylaşarak mutluluklarını paylaştılar.
Daha sonra antrenman sezonumuz başladı. Özellikle ilk haftalarda antrenörlere nasıl antrenörlük yapacaklarını beni izleyerek öğrenmelerini söyledim. Rol model oldum, birkaç antrenmanı ben yaptırdım. Antrenmanlarımızda evde bulabileceğimiz malzemeleri kullandık. Hedef olarak koyduğumuz defter, yastık, tencereye atışlarımızı yaptık. Antrenmanlarda “katılım yöntemi” mantığında farklı seviyeler yer aldı. 1. seviyede daha yakından 2. ve 3. seviyelerde daha uzaktan daha fazla sayıda başarılı atış görevleri gibi görevler oldu. Birkaç hafta sonra antrenmanları artık “Zoom” programındaki odalara ayrıldıktan sonra takım antrenörleri yürütmeye, arkadaşlarına atışı göstermeye, hataları düzeltmeye, motivasyon sağlayarak desteklemeye başladılar. Bu süreçte “Google Slaytlar” ile oluşturduğum “Dart Atışı Değerlendirme Formu” öz ve akran değerlendirme olarak kullanıldı. Antrenörler de buradaki kritik noktaları kullanarak arkadaşlarına dönütlerde bulundu. Bir süre sonra antrenörlerim ders başlayıp odalara ayırdığımda hemen takımını çalıştırmaya, “Google Slaytlar” ile kendi antrenman planlarını yapmaya, ders dışında takımı toplayarak onları çalıştırmaya başladılar. Turnuva sezonu da 6-7 hafta sürdü. Bu süreçte hakemler süre tuttu, müsabakaları yönetti, müsabaka sonuçlarını “Google Slaytlar” programına kaydetti. Basın görevlileri puan tablosunu oluşturdu, o hafta yaşananlarla ilgili “Google Slaytlar” basın köşesinde yazı yazdılar. Bazı derslerde antrenörler, hakemler, basın görevlileri kendi “Zoom” odalarında toplanarak görevlerinde nasıl geliştirmeler yapabileceklerini tartıştılar ve fikirler ürettiler. Hatta basın görevlileri “Whatsapp” grupları kurdular, “Instagram” hesabı oluşturdular, burada haftalık sonuçları ve puan durumunu paylaştılar, birlikte antrenörlerle “Zoom” ile bir toplantı gerçekleştirerek bunu da “Instagram” hesaplarında paylaştılar.
Turnuvanın sonuna doğru okulumuzda yüz yüze eğitime geçildi. Ödül törenimizi okulda yapmaya karar verdik. Basın görevlilerinden biri ödül belgelerini “Canva” programında oluşturdu, diğeri ödül törenindeki müzikleri seçerek DJ’lik yaptı, diğeri fotoğrafları çekerek kameraman oldu. Sonuçta herkes ödüllerini aldı. Öğrencilerim sonuç etkinliğinden çok keyif aldı ve ben de bu uygulamayı güzel şekilde sonuçlandırmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadım.
Uzaktan eğitim olmasına rağmen Spor Eğitim Modeli ile uzun süre öğrencilerimin motive kalmalarını ve evde sosyal olarak izole kaldığımız süreçte sosyal olarak etkileşime girerek mutlu olduklarını sağladığımı düşünüyorum. Özellikle turnuva mantığından çok hoşlandıkları için motivasyonları buna bağlı olarak yüksek oldu.